Bir Ömür Yetmez
Son zamanlarda bolca izlediğim üniversitede kaydettiğim videoların etkisi mi, İstanbul’u benimsememeğe inat ettiğim için mi, dostlarla vakit kaygısı olmadan muhabbet etmeyi özlediğim için mi, yoksa yaşadığım en güzel baharların Eskişehir’de kalmasından dolayı mı bilemiyorum ama bu bahar beraberinde özlem getirdi bana beklediğimin aksine.
Kaç zamandır izleyeceğim filmler arasında duran konusu hakkında hiçbir fikrimin olmadığı Ferzan Özpetek’in 2007 yapımı Bir Ömür Yetmez’ini izledim dün gece. Bir işaret gibi. Tam zamanında. Yaşam, aşk ve dostlar üzerine yumuşacık bir film olmasına rağmen uzun zamandır bir filmden etkilenmediğim kadar etkiledi beni. Ölüme bakış açısındaki tezatlığı ile şaşırtırken, üzerine dost candır dedirtti ve yaşanmışlıkların özlemi içime oturdu.
Bir Ferzan Özpetek’in klasiğidir masa çevresinde uzun uzun yemek muhabbetlerini 360 derece dönerek filme lezzet katmak. Bu sefer yine aynısı masa tenisi masası çevresinde yapmış, Lorenzo duygularıma tercüman olmuş ve film muhteşem bir sona imza atmış:
İşte böyle anlar var ki kendimi mutlu hissediyorum..
Ne dediklerini, ne düşündüklerini biliyorum..
Hep aynı şeyler olsa da bana uyuyor..
Sürpriz, yenilik, beklenmedik gelişmeler istemiyorum..
Her şeyin şu an olduğu gibi kalmasını istiyorum..
Daima.. daima diye bir şeyin olmadığını bilsem de..