Serseri Mayınlar
Havalar da bi türlü yaranamıyorlar insanlara. Rötarlı da olsa geldi işte sonunda yaz. Mikail’den rica ettik ama o öldürdü. Bu günlerde sıcaklar insanın kanını buharlaştıran cinsten, özellikle de İstanbul’da yaz karman çorman, yapış yapış. Çalışan insan doğasının vazgeçilmezi tatil özlemi ile şartları kabullenmek arasında gidip geliyorum. Bide son günlerde düşünce yoksulu insanlar ve özlemlerim canımı sıkmaya başladı. Ben tüm bunları unutturacağını bildiğimden film izlemeye verdim kendimi. Ama bu sefer ne izleyeceğim çok önemliydi pozitif enerji ile dolmak adına. Riske atmamak için de bildiğimden vazgeçmeyerek şeker gibi bir filmi tekrar izleyerek kendime geldim:
Türk asıllı İtalyan yönetmen, medarı iftiharımız Ferzan Özpetek’in son filmi Serseri Mayınlar, kendi tabiri ile yönetmenin en iyi filmi.
Yönetmen neredeyse her filminde olduğu gibi tekrar gay ilişkilere, aile faktörüne, arada kalmışlığa yoğunlaşıyor rengârenk görüntüleri, zaman zaman yerinde durmak bilmeyen kamerası eşliğinde. Bu sefer 3.karakterlerin baskısı, özgürlüğün kısıtlanması, içsel problemler gibi ciddi konulara uzansa da bunu seyircisinin çok da üstüne gitmeden, onları burkmadan, eğlence unsurlarının en üst düzeyde olduğu bu film ve masalsı sonu ile sunuyor.
İçinde kötülükten eser olmayan Serseri Mayınlar’ın her karakteri doğal ve sevgi dolu olunca ortaya bu derece sempatik bir film çıkmış. Yan rollerin de ise bu sefer o anda orda olma isteği yaratan İtalyan sokakları, atmosferi tamamlayan İtalyan müzikleri, duyguları zirveye çıkardığı noktada bir Ferzan Özpetek klasiği olan Sezen Aksu çıkartması ve filme ayrı bir tat katan makarnalar.
İlerde pişman olmamak için babaanne gibi yaşamak gerek,
Babaannenin tabiri ile serseri mayın olmak gerek.
http://fizy.com/#s/1jppuf
Yorum Gönder