Pages

24 Mart 2010 Çarşamba

Yeşilçam Ödülleri


İlk defa bu derece büyük bir ödül töreninde bulunmanın heyecanı ile gecemiz başladı. İlk şoku salonun girişinde ki beş adımda biten çakma kırmızı halı ile yaşadım.Genelde ödül alan sanatçılar gecenin en mütavazi katılımcıları olurken, bazı katılımcılar ise süslenip püslenip o halıdan geçip halkın arasına karışıyorlardı. Kadınların ezici güzelliği ve ilgi çekicilikleri ile erkeklere fark atmışlardı resmen - ki bunu bir bayan diyorsa düşünün artık.Bir metre kareye düşen ortalama 7 ünlü ile elini sallasan ellisi lafını da gerçeğe dönüştürüp,kokteylden de payımıza düşeni alıp, sanat camiasının önemli isimleri ile birlikte ödüllerin verileceği salona geçtik ve ödül töreni başladı.

Muhtelemen enerjisini evde unutarak gelen, ödül törenlerimizin vazgeçilmez sunucusu Meltem Cumbul’un sunuculuğunu üstlendiği törende, sunucunun tören boyunca sadece elindeki kağıdı okumak dışında kendinden bir kelime katmamasının törenin de enerjisini aşağıya çektiği gerçeği gözlerden kaçmadı.İlk konuşmalar olmazsa olmazımız Türk bürokrasini temsilen devlet büyüklerince yapılan o klasik uzun konuşmalardı. Ardından da kıran kırana bir mücadele başladı.

Her daldaki tüm adaylıkların hak ederek elde edilmiş adaylıklar olduğunu düşünüyorum. Her adaylık açıklanması Türk sinemasının ne kadar da ileri bir noktaya geldiğinin kanıtı oldu. Etkileyiciydi. Birbirinden güçlü adaylar arasında genelde en hakedenlerin ödüllerindirilmeleri de çok hoştu.En fazla adaylıkla geceye damgasını vuran filmlerden biri olan Vavien’den En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Binnur Kaya’nın ve En İyi Senaryo ödülünü Engin Günaydın’ın alması , En iyi Erkek Oyuncu ödülünü Mert Fırat ve özellikle de En iyi Yönetmen ödülünün Reha Erdem’e verilmesinin ise ödül törenlerimizde bir kırılama işaret ettiğini düşünmekteyim. Günümüzde populist yaklaşımının vefakar takipçisi sinema izleyicisine karşı direnen sanatın zaferi oldu ödüllerin dağıtımı.

Reha Erdem’in ödül alırken yaptığı konuşmada belittiği gibi bu ödülü kendisine layık gören 2500 kişilik juri üyesinin sayısının bile Hayat Var’in izleyicisi sayısından fazla olması ise durumu açıkca ortaya koyuyor sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder